Nedir bu DDR dedikleri?

 

DR3 ismi nereden geliyor?
“DDR3” bellek ne anlama geliyor? DDR3, DDR2 ve DDR’nin ne farkı var? İşte cevaplar…Bellek satın alırken “DDR3” terimine rastladınız ve ne yapacağınızdan emin değilsiniz. DDR3, temel olarak bugünkü sistem belleğinde, yani RAM’de kullanılan teknolojidir. DDR3 bellekler, bugün tüketiciler tarafından en sık kullanılan bellekler konumunda. Yeni bir bilgisayar satın alırken veya varolan bilgisayarınızı yükseltirken ihtiyaç duyacağınız RAM’ler, DDR3 olacaktır.
Peki DDR3 adı nereden geliyor? Bunu anlayabilmek için biraz geriye dönüş yapmamız gerekiyor. Geleneksel DRAM, asenkron bir arayüz kullanıyordu. Bu, işlemciden bağımsız olarak çalıştığı anlamına geliyordu ve işlemciden gelen isteklere yetişemediği durumlarda bu, ideal bir durum meydana getirmiyordu. SDRAM’ler, bellek cevaplarını sistem veriyolu ile senkronize ederek ve işlemleri sıraya dizmeye izin vererek bu işi kolaylaştırdılar. Bu gelişmeler sayesinde bilgisayarlar, 1990’ların sonunda işlemleri artık çok daha hızlı gerçekleştirebiliyordu.SDRAM’in izlediği bu yolun da bazı kısıtlamaları olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. Orijinal SDRAM, tekli veri oranı (SDR) arayüzüyle çalışıyor ve her saat döngüsü için bir komut kabul edebiliyordu. Bilgisayarlar karmaşık hale geldikçe ve yaygınlaştıkça belleye yapılan karmaşık isteklerin sayısı arttı ve bu, daha büyük bir sorun halini aldı.

 

DDR, DDR2, DDR3 ve DDR4

2000’li yılların başlarında çift veri oranı (DDR) adında yeni bir arayüz yöntemi geliştirildi. DDR, saat sinyalinin yükselen ve düşen kenarlarında veri aktarımı yapabiliyor, böylelikle normal bir SDR SDRAM’in yaklaşık iki katı hızlı veri aktarımı yapabiliyordu (100-200MHz). Bu ise belleğin daha düşük bir saat hızında ve daha az enerji ile çalışabileceği, daha yüksekhızlara ulaşabileceği anlamına geliyordu.

İşlemciler geliştikçe ve teknoloji ilerledikçe, DDR de yetersiz gelmeye başladı. 2003’de tanıtılan DDR2 (200-533MHz), veriyolunun yarı hızında çalışan dahili saat sayesinde orijinal DDR’den yaklaşık iki kat hızlı çalışıyordu. DDR2’nin güç tüketimi de daha düşüktü.

2007’de ise DDR3 ortaya çıktı ve dahili saati yine yarısına düşürerek DDR2’yi ikiye katladı (400-1.066MHz). DDR4 ise şu an geliştirme aşamasında ve 2014’de ortaya çıkması bekleniyor.

DDR’nin sürekli bir şekilde gelişmesinin dezavantajı ise, önemli bir yükseltme yapmadan bu gelişmeden faydalanamıyor olmanız. Her tür bellek, bir diğeriyle elektriksel olarak uyumsuzdur. Her DIMM üzerinde bir anahtar bulunduğundan, onu yanlış türde bir sokete yerleştirmeniz de mümkün değildir. Bu nedenle varolan donanımınıza bellek eklerken, aynı türde DDR eklediğinize çok dikkat etmelisiniz. DDR2 destekli bir anakartınız varsa ve dolayısıyla DDR2 almanız gerekiyorsa, biraz daha fazla harcama yapmaya hazırlıklı olun.

 

Kaynak : Veteknoloji.com

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.